“Dünyada uygar, ilerlemiş ve olgunlaşmış olmak isteyen herhangi bir ulus,
er geç yontu yapacak yontucu yetiştirecektir
Gazi Mustafa Kemal Atatürk”
22 Ocak 1923 Söylev ve Demeçler
Toplumsal hayatımızda Mart 2020’den bu yana yaşamımızda somut değişikliklere neden olan Pandemi, sanatsal eylem ve düşüncelerin kitlelere ulaşmasında bizleri engellerle karşı karşıya getirmiştir. Yüzyıllardan bu yana Göbekli Tepe kutsal alanlarından zamanımıza kadar doğanın ve insanın günlük yaşamımıza kattığı-ürettiği somut ve soyut olguların varlığı yadsınamaz. Bu bağlamda bizleri kültürel-sanatsal ve düşünsel olarak düşündürenler, toplumların özlerinden, geleneklerinden çıkan sanatçılardır. Kültür insanın doğumu ile başlayan sürecin, düşünsel doyuma uğraması sonucunda, sanat ve sanatçının varlığını ortaya çıkarır. Sanatçılar bizlere doğanın ve insan zekasının sunduğu görsel zenginlikleri, yapıtlarında bir düşünsel ulaşım içinde anlatmak isterler. Seramik Sanatçısı Dr. Fatih Karagül’ün yaşadığı coğrafyadan etkilenerek, tarihsel bir süreci, pişmiş toprak-porselen ile anlatmak istemesi de, bu hümanist yaklaşımından doğmuştur. Anadolu toprakları “ Neolitik Çağ ” öncesinden bu yana, geçirdiği kültürel evrimle, bugünkü kıta Avrupa’sının yakaladığı uzaya gidiş ve bilişimdeki önlenemez yükselişini, İonia Felsefe okullarına borçludur. İşte sanatçılar uygarlığın kıtalar arasına ulaşmasında ortaya koydukları somut düşünsel yapıtlarıyla, bizleri düşünmeğe ve eğitmeye olanaklar hazırladılar. Seramik Sanatçısı ve akademisyen Dr. Fatih Karagül de Troia uygarlığını ve onun maruz kaldığı birinci topyekun savaşı, İzmirli büyük ozan Homeros’un İlyada destanından etkilenerek simgesel yapıtları ile, 10 yıl süren bir savaşın mitolojik anlatımlarını başarılı bir biçimde pişmiş toprakla bize sunma başarısını göstermiştir.
Troia savaşı, Batı’nın Ege’nin ve Anadolu topraklarına olan yayılmacı-açgözlü tutumunun zamanımızdan 3000 yıl önce başladığının bir sonucudur. İzmirli abdal Homeros’un anlatılarıyla öğreniyoruz bu yayılmacılığı. Sergisine plastik anlatımda Fatih Karagül, Troia’lılara yardıma gelen Yüksek Hisarlı-kaleleri olan Perkote’li hemşehrilerle başlar. Sunak ile devam eder. Troia yaşamında sunak ve kurban çok önemlidir. Boğayı kurban ederler. Troia’da birçok sunak vardır, ama Homeros’un anlattığı sunak, görsel olarak 1980 yılından bu yana yürüttüğüm Apollon Smintheus tapınağı kazılarında ele geçen (Ayvacık_Gülpınar köyü) kabartmalı tamburlarda boğaların sunağa gidişi betimlenmiştir. Agamemnon Apollon Smintheus tapınağının rahibi Chryses’in kızı Chryseis Troia’ya giderken kaçırır. Baba Chryses kızının geri dönmesi için Apollon’na yakarır. Agamemnon kızı geri vermek istemez. Apollon Akha ordusuna veba salgınını oklarıyla yollar. Sonunda bilici-kahin Kalhas ver kızı geri, Apollon vebayı kaldırsın der. İşte bu sahnenin yorumunu sanatçı grotesk-simgesel betimle bize böyle anlatmak ister. Muzik her dönemde var Troia ilinde. Homeros destanını terennüm ederken, herhalde bizim abdallar gibi sazla dinletiyordu. Daha sonraları aşıklar, odeonda onun deyişlerini söylediler. Sanatçının kurgularıyla kısaca yapıtlardan kimi örnekleri anlattık. Sanatçılar her zaman eserlerinde bir mesaj, bir geçmişi ve yaşanmışlıktan alınacak dersleri bize anlatmak isterler. Sanatçı akademisyen Dr. Fatih Karagül, yapıtlarında-seramiklerinde yaşadığı yörenin-Troas’ın kenti olan Troia’nın yaşadıklarını Homeros’dan biriktirdiği kültürel kazanımlarla kendine özgü dili ile bizlere başarılı bir şekilde sergisinde anlatmaktadır.
1 Aralık 2020 Babakale
Prof.Dr. A.Coşkun Özgünel
Gülpınar, Apollon Smintheus Kazıları
Onursal Başkanı
Ankara Üniversitesi
"İlgili sanat eseri ve sanat eserine ait görsellerin ilişkili içeriklerinin kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya kullanılması hakları sanatçıya aittir. Sanatçı izniyle Fovart'ta yayınlanmaktadır. Yukarıda sayılı edimlerin gerçekleştirilebilmesi için sanatçıdan yazılı izin alınması gerekmektedir."